Rock on Rock 06.11.2011 BAD HABIT – HAL MARABELL ROPORTAJI
Merhaba Hal, ben
94.9 Açık Radyo’da yayınlanan Rock on Rock programından Cemil Topuzlu.
Öncelikle boş zamanının bir bölümünü ayırıp senin ve Bad Habit hakkındaki
soruları cevaplandırdığın için çok teşekkür ederim.
Rock on Rock – İlk olarak ne zaman
müzikle tanıştın? Herhangi bir okulda müzik eğitimin var mı?
Hal Marabel – En başta yerel bir müzik
okuluna devam ettim fakat orada fazla bir şey öğrenmedim ve dinlediğim,
sevdiğim şarkıların üzerine kendi kendime doğaçlama gitar çalmaya başladım.
R – Evet, Türkiyede de müzisyenlerin
çoğu eğitimlerine okulda başladıktan sonra çaldıkları müzik aletlerinde
doğaçlama yaparak ustalaşıyorlar.
H – Evet, çünkü önce temelleri öğrenmek
çok önemli.
R – O zamanlar dinlediğin müzik türü
neydi? İlk eline aldığın müzik aleti hangisiydi? Bu soruyu sormamın nedeni hem
gitar, hem de klavyeyi çok iyi çalman.
H – Tabii ki elime ilk aldığım alet
gitardı. İlk gitarımı altı yaşımdayken aldım. Çocukların rahat çalabileceği
mini gitarlardandı. Klavyeye olan ilgim ise 1980’lerin başında Melodik Rock
dinlemeye başladığımda arttı ve çok çalışarak klavye çalmayı öğrendim.
R – Çocukluğunda ve gençliğinde
dinlediğin müzik türleri neydi?
H – İlk olarak ailemin etkisiyle klasik
müzik dinlemeye başladım. O dönemde blues ve folk müziği de dinlediğim müzik
türleri arasındaydı. Daha sonra AC/DC, Slade gibi daha sert rock müziğine
yöneldim.
R- Bad Habit’den söz etmek gerekirse,
1987’de CBS’den Young and Innocent’i ve 1989’da Virgin Records’dan After
Hours’ı çıkardınız. Kariyerinizin daha ilk döneminde bu kadar büyük plak
şirketleri ile çalışma fırsatına nasıl eriştiniz?
H – Bu büyük plak şirketleriyle
çalışmamız hem şans, hem de bağlantılarımız sayesinde oldu. Çünkü en başta
elimizde sadece bir albüm demosu ve video kaydı vardı. Video prodüksiyonunu
gerçekleştiren şahısların CBS ile bağlantıları sayesinde ilk albümümüz CBS’den
çıktı.
R - After Hours albümü 1980’lerde bir
Avrupalı grup tarafından yayınlanmış en iyi American Oriented Rock (AOR)
örneklerinden biri olarak kabul edilmekte. Albüm bu kadar başarılı olmasına
rağmen Virgin Records grupla olan kontratını iptal etti. Virgin’in bu kararı
hakkındaki düşünceniz nedir?
H – Evet, o dönemde Virgin ile olan
kontratımızın iptal edilmesi gerçekten kötü oldu. Bu aşamadaki en büyük problem
plak şirketinin müzikal açıdan hangi yöne gideceğini henüz belirleyememiş
olmasıydı. Bu dönemde Hard Rock dışında Speed ve Trash gibi daha sert müzik
türleri de ağırlıklarını hissettirmeye başlamışlardı. Bence Bad Habit’i grup olarak
nasıl pazarlayabileceklerini bir türlü belirleyemediler ve güvenin kaybolduğu
bu ortamda bizimle ilişkilerini kesmeyi tercih ettiler.
R – Sırada çetrefilli bir soru var. Eğer
Virgin ilişkisini kesmeyip sizinle çalışmaya devam etseydi Bad Habit kariyerinde
daha ne kadar yükselme potansiyeline sahipti? O dönemde kariyeriniz ile ilgili
kafanızdaki plan ne idi?
H – Bad Habit için gerçekten çok ilginç
bir dönemdi. Elimizde bir çok yeni beste vardı ve yeni albüm için tam gaz çalışmaktaydık
ama zannedersem herhangi bir albüm çıkarmamamız yararımıza oldu. Çünkü Seattle
ve Grunge’ın ağırlığı her geçen gün daha çok hissediliyordu ve kafamız ne tür
müzik yapmamız gerektiği konusunda gittikçe daha çok karışmaya başlamıştı.
Sonuçta yeni albüm hazırlıkları demo safhasında kaldı. Açıkçası o yıllarda yeni
bir albüm çıkarmadığımız için mutluyum.
R –Daha sonra altı yıllık bir sessizlik
dönemi var. O sıralarda hangi işle meşgul oldunuz? Müzisyenlik dışında başka
bir mesleğiniz var mı?
H – Aslında grupta herkesin müzisyenlik
dışında başarılı bir meslek hayatı var. Ama ben 1992 ve 1994 yılları arasında
İsveçli rock grubu Bai Bang’da çaldım ve Avrupada turneye çıktım.
R – 1995 yılında daha önceki
albümlerinize kıyasla çok daha sert kabul edilebilecek Revolution’ı
yayınladınız. Müzik tarzında neden bu tür bir değişikliğe gitme ihtiyacı
duydunuz? Gruba yeni katılan gitarist Sven’in bu değişimde etkisi oldu mu?
H – Tarzımızdaki değişikliği ben
Sven’in gruba girişinden çok o aralar içimizden gelen ve yapmak istediğimiz
müziğe bağlıyorum. Grupta artık iki gitaristin bulunması bize daha dinamik
müzik tarzı icra etme şansı veriyordu. Ayrıca, Sven’in daha hızlı solo çalma
kaabiliyeti bizi daha sert şarkılar bestelemeye yöneltti. Kısacası tarzımızdaki
değişiklik o dönemde grupta olan değişikliklerin doğal sonucuydu.
R – 1990’li yılların sonlarında ben CD
alışverişilerimi daha çok internet üzerinden yapıyordum. Almanyadaki AOR Haven
şirketi de en çok alışveriş yaptığım internet sitelerinden biriydi. Şirketin
bana yolladığı aylık mecmulardan yeni gruplar hakkında bilgi edinme şansım
oluyordu. Bu mecmuaların birinde sizin 1998’de çıkardığınız Adult Orientation
albümünün kapağını gayet iyi hatırlıyorum. Kariyerinizi gözönüne aldığınızda
Adult Orientation albümünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu soruyu sormamın ana
nedeni Adult Orientation’ın grubun bu güne kadar çıkadığı en yumuşak albüm
olması.
H – Adult Orientation Bad Habit’in
kariyerinde önemli dönüm noktalarından birini teşkil ediyor. Bu albümü
çıkarmadan önce önemli bir karar vermemiz gerekiyordu. Ya daha sert müziğe
yönelecektik, ya da melodik köklerimize dönüş yapacaktık. Ayrıca, bu albümden önce
grup elemanlarının hepsi uzun saçını kestirdi. Kısacası bir çok açıdan bu albüm
bizim için bir dönüm noktası oldu.
R – Ve sonra yedi yıllık bir suskunluk
dönemi daha geldi fakat siz boş durmadınız ve Dennis ile birlikte Arena Sweden
projesine imza attınız. Müzikal tarz açısından Bad Habit ile kıyaslandığında bu
proje oldukça yumuşak kaçıyor. Bu projeden kısaca söz edebilir misiniz?
H – Bad Habit ile müzik yaparken
aklımda hep Melodik Pop Rock vardı ve Arena Sweden benim bu müzik tarzını icra
etmem için araç oldu. Dans ritimleri ile pop müzik yapmak o dönemde değişik
birşeyler yaratmak adına bana çok iyi geldi.
R – Arena Sweden projesinden sonra Bad
Habitle 2005’de harika bir albüm olan Hear-say’i ve 2009’da pozitif enerji
saçan Above and Beyond’u çıkardınız. Bu albümleri öncekiler ile
karşılaştırdığımda AOR’ın daha sert tarafına bir kayış hissediyorum. Müzikal
açıdan bu değişikliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
H – Ben Bad Habit ile müzik yaparken
iki ayrı yaklaşım kullanmayı tercih ediyorum. İlki Hear-say albümünde örneği
görülebileceği gibi müziği tamamen gitar rifleri üzerine yazmak. Diğeri ise Above
and Beyond’da olduğu gibi besteleri klavyede olşturduğum armonik yapı üzerine
oturtmak. Her iki albüm de o sıralarda içinde bulunduğum ruh halinin ürünleri olarak
bestelenip kaydedildi.
R – Aslında bir sonraki sorunun cevabını
aldım sayılır. Daha sonra bu yıl piyasaya çıkan Atmosphere’i yayınladınız. Bu
albümde solistiniz Bax gerçekten formunun zirvesinde gözüküyor ve her şarkıda
bir birinden güzel choruslar var. Kulağa bu kadar hoş gelen melodik choruslar
yazmanızın sırrı nedir?
H – Öncelikle iltifatın için çok
teşekkür ederim. Bazı insanlar çok hızlı şarkı bestelerler. Bense besteleme
işini zamana yayarım. Bir şarkı üzerinde biraz çalıştıktan sonra köşeye bırakır
ve olgunlaşmasını beklerim. Üstüste iki ya da üç şarkıyla da uğraştığım
zamanlar da olur. Chorus konusuna gelince, genelde önce müziği yazıp sonra
chorusun doğal olarak ortaya çıkmasını beklemeyi tercih ederim. Çünkü müzikle
uğraşırken chorus bir anda ortaya çıkar ve kendini hissettirir.
R – Evet müzik yazmak gerçekten çok
karışık bir süreç. Mesela Paul Mc Cartney meşhur şarkısı Yesterday’i rüyasında
gördükten sonra oturup bestelemiş. Bu sende de oluyor mu? Ya da gitar veya
klavyede emprovizasyon mu yapıyorsun?
H – Bana da beste ya da chorus ile
ilgili bir fikir gündüzleri işimi yaptığım bir zamanda ya da hiç beklemediğim
bir anda gelebiliyor. Tabii ki bir iş toplantısı ya da olmadık bir yerde bu
fikirleri kaydetmek imkânsız oluyor. Ben de eve döndüğümde onları hatırlayıp
kağıda dökmeye çalışıyorum.
R – Son zamanlarda programımızda bir
çok İsveçli AOR ve Melodik Rock grubunun şarkılarını çalıyoruz. İsveç’in Abba,
Roxette, Europe gibi bir çok ünlü gruplar çıkardığını biliyorum da son dönemde
nerdeyse her hafta çok sıkı yeni bir İsveçli Melodik Rock grubu çıkıyor. Bu
grupların albümlerinin kayıtları ve prodüksiyonları da en üst kalitede. Bu
gelişmenin nedenleri sizce nedir?
H – Bence kayıtların bu kadar iyi
olmasının ana nedeni, miksajdan önce her enstrümanın soundu üzerinde çok zaman
harcanıyor olması. Bazı grupların soundunun kötü olmasının başlıca nedeni zaman
açısından soundlarına yeterince eğilmemeleri ve miksaja çok çabuk geçmeleri..
Ayrıca Melodik Rock prodüksiyon açısından en zahmetli müzik türlerinden biri.
Çünkü, bu müzik türünde ritim gitar bölümü tamamen distorsiyonlu gitar soundu
üzerine oturmakta. Ayrıca, klavye partisyonları ve bir çok arka vokal kayıtları
var. Bazen miksajda acele etmeyip davul ve basın üzerine ritim gitarı
ekledikten sonra beklemek ve şarkının soundundan emin olmak gerekiyor. Bu
gerçekten zahmetli bir işlem.
R -
Kesinlikle öyle. Atmosphere’in yanında Above and Beyond albümünüzdeki
sounda da bayıldım. Gerçekten çok iyi iş çıkarmışsınız. Pekiyi sound açısından
Bad Habit’in bundan sonraki yönü hakkında bilgi verebilir misiniz?
H – Şu ara Bad Habit’in yeni albümünün
yanında Arena Sweden projesi üzerinde de yoğunlaşmayı planlıyorum. Bad Habit
için Atmosphere albümündekine benzer bir sound ve prodüksiyon düşünüyorum.
R - 2009’da Firefestte Heat, FM ve
Crown of Thornsla beraber sahne aldınız. Herhangi bir tur planınız var mı?
H – Grupta her elemanın müzisyenlik
dışında bir mesleği olması nedeniyle uzun soluklu bir tura çıkmamız imkânsız.
Ayrıca, hepimizin aileleri var onlardan uzun süre ayrı kalmak hepimizi
fazlasıyla zorlar. Haftasonları komşu ülkeler ya da Kıta Avrupasında günlük
kopnserler hepimiz için en uygun olanı.
R – Son olarak Türkiyedeki rock
dinleyicilerine ve fanlarınıza bir mesajınız var mı?
H – Öncelikle albümümüzü alan herkese
çok teşekkürler. Almamış olanlar da umarım programınızda şarkılarımızı
dinleyerek bizi beğenirler.
R – Bize ayırdığınız zaman için tekrar
çok teşekkürler ve kariyerinizde başarılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder